Yatırımlık Altınlarda Eski-Yeni Kavramı, İkinci El Algısı ve Maliyet Farkları
‘’Kuyumcular müşteriye hurda altını satar mı?” sorusunu incelerken konu doğal olarak yatırımlık altınlara uzandı ve bu kısmı bağımsız bir yazıda ele almanın daha faydalı olacağına karar verdik. Bu yazıda “Yatırımlık altınlarda ikinci el” kavramını netleştiriyor, “eski” ve “yeni” ayrımının neye dayandığını ve bunun maliyet etkisini sade bir dille açıklıyoruz. Amaç, çeyrek, yarım, tam, Cumhuriyet, gremse, iki buçukluk ve beşi bir yerde gibi yatırımlık altınlarda alım satım kararlarını verirken aklınızdaki soru işaretlerini gidermek.

Bu yazı, Bilezikçi Kuyumculuk markasının sahibi ve bilezikci.com’un kurucusu Gökhan Yılmaz ile yapılan röportajdan derlenmiştir. Keyifli okumalar.
Yatırımlık altınlarda ikinci el olur mu? ‘Eski’ ve ‘yeni’ altın ayrımı neye göre yapılır?
Yatırımlık altınlar olarak adlandırılan çeyrek altın, yarım altın, tam altın, Cumhuriyet altını, gremse altın, iki buçukluk altın, beşi bir yerde gibi ürünlerde “ikinci el” ya da “hurda” kavramı ve süreci oluşmaz. Bu altınlar adından da anlaşılacağı üzere yatırım amaçlıdır; bir kullanım amacı yoktur. Zaten fiilen kullanılabilecek bir alanı da yoktur.
En fazla düğünlerde takı olarak takılırlar. Ancak değerini, görüntüsünü, şeklini değiştiren herhangi bir yapısal değişim olmadığı için hurdalaşma veya ikinci el olma durumu söz konusu değildir. Yatırımlık altınlar kuyumcular tarafından adet üzerinden tedavül edilir, alınır ve satılır.
Yatırımlık altınlarda “eski” ve “yeni” diye bir kavram bulunur. Bu ayrımı belirleyen unsur, altınların kullanılıp kullanılmaması değil, basım tarihleridir. Darphaneler, usul olarak bastıkları altınlara basım yılını ekler. Bu noktada darphane, bastığı altınların üzerine bastığı yılın tarihini vurur. Örneğin 2023, 2025 gibi. Peki, “eski–yeni” kavramı nereden geliyor? Altın aynı altın, gramı aynı, görüntüsü aynı, şekli aynı, basan yeri aynı, ayarı aynı, tüm süreçler aynı olmasına rağmen neden “eski” ve “yeni” deniyor?
Bunun temelinde yatan süreç, geçmişte altınla ilgili günlerin yoğun olarak kadınlar tarafından yapılmasıdır. Bu dönemde “yeni altın olsun” hassasiyeti öne çıkmış, altın alınırken kuyumcuya özellikle “yeni altın isteriz, günümüzde yeni altın vereceğiz” denmesi zamanla “eski–yeni altın” kavramını oluşturmuştur.Maliyet ve süreç olarak yeni ve eski altın arasında fark var mıdır?
Şöyle bir farklılık bulunmaktadır: Yeni altınlar, yalnızca darphane tarafından piyasaya sürüldüğü dönemde sarraflar tarafından satılır. Sarraflar bu altınları darphaneye bastırırken bir maliyet bedeli öder; bu da takriben binde 7 civarındadır. Yani darphaneye 1000 gram altın verildiğinde, 993 gram altın geri alınır; 7 gram işçilik kesintisi olur. Sarraflar yeni altını satarken bu maliyeti ekler. Kuyumcu da bu maliyetle altını aldığı için müşteriye satarken aynı maliyeti yansıtır.
Bundan dolayı, altının kendisinde (alaşım, ayar, gram, basım, şekil) bir fark olmamasına rağmen maliyetler açısından bir farklılık oluşur. Bu yüzden bugün altın alım satımlarında fiyatlandırma “yeni” ve “eski” olarak yapılmaktadır. Anadolu’nun bazı bölgelerinde böyle bir ayrım olmasa da Türkiye genelinde ekseriyetle “eski–yeni altın” diye bir süreç bulunmaktadır.
Bu tamamıyla maliyetlerle alakalı bir süreçtir; altının efsafı ile ilgili bir farklılık yoktur. Yani 2010 tarihli bir çeyrek altın ile 2025 tarihli bir çeyrek altın arasında altın, gram, basım, şekil bakımından hiçbir fark yoktur. Tamamıyla aynıdır. Sadece tarih kısmında birinde 2010, diğerinde 2025 yazmaktadır.
Yatırım için hangi altını önerirsiniz?
Yatırımlıklar içinde eski altın, işçilik bedeli ödenmediği için yeniye göre yaklaşık yüzde 1 daha makul bir fiyat avantajı sağlar. Bugün 2025 yılı altınını aldığınızda, 2026 yılına girince o altın da “eski” olur. Bu durumda durduğu yerde yaklaşık yüzde 1 gibi bir ekstra kayıp yaşanır. Eski altın alındığında ise yatırımlık altın olarak bu %1 kayıp yaşanmaz.

Yatırımlık Bilezikler
Geleneksel çizgiler ve farklı gram seçenekleriyle yatırımınızı güvenle şekillendirin. Klasikten moderne geniş model yelpazesini hemen keşfedin.
Yatırımlık Bileziklerimizi Şimdi Keşfet!Her sene geçtikçe bu yüzde 1 tekrar eder mi?
Hayır. Bu durum sadece bulunulan yıla ait yeni altınlar için geçerli bir mefhumdur. Her sene geçtikçe yüzde 1 düşmez; yalnızca bir kereye mahsus gerçekleşir. Bu sorular, kuyumculardan alışveriş yapan ve yatırımlık altın alan insanların sık sorduğu konulardır.
Ayrıca külçe altınlarda ve gram altınlarda “eski–yeni” kavramı yoktur; bunlar olduğu şekliyle tedavül edilir. Cumhuriyet altınlarında ise kısmen, çok yaygın olmamakla birlikte bazı bölgelerde “yeni Cumhuriyet–eski Cumhuriyet” ayrımı yeni yeni oluşmaya başlamıştır. Ancak ülke geneline bakıldığında yaklaşık yüzde 70 bandında Cumhuriyet altında “eski–yeni” ayrımı yoktur.
Peki bazı yatırımlık altınların rengi daha parlak/canlı, bazılarının ise daha soluk olabiliyor. Bu süreçleri etkiler mi?
Etkilemez. Nihayetinde sıfır basılmış yeni bir altının temizliği ve parlaklığı ile on yıl önce basılmış bir altının rengi farklılık gösterebilir. Fakat bu durum alım–satım fiyatını, ağırlığı veya diğer süreçleri etkilemez.
Altının kıymetli emtia olarak talep edilmesinin en temel sebeplerinden biri, durduğu yerde gramaj kaybı yaşamamasıdır. Örneğin 100 gram altın aldınız ve kenara koydunuz. 10 sene sonra bu altını aldığınızda 99,5 grama düşmüş olsaydı, altının yatırım aracı olma özelliği zedelenirdi. Oysa altın 100 gram olarak bir yere konulduysa, 10 sene sonra da yine 100 gramdır; durduğu yerde gramaj kaybı yaşamaz.
Bu içeriklerimiz de ilginizi çekebilir;
Türkiye’de Kuyumculuk Sektörü: Kuyumcu Sayısındaki Artışın Sebepleri
24 Ayar Altın ve Bilezik: Özellikleri, Kullanımı ve Bozdurma Süreci
Kuyumcular Neden Borç Alır? Kuyumculukta Bakiye ile Mal Alımı Nedir?