Neye Yatırım Yapmalıyım; Altın, Ev, Arsa?

Neye Yatırım Yapmalıyım? Eve mi? Arsaya mı? Altına mı?

Bu yazı, kurucumuz Gökhan Yılmaz’ın sektöre dair bilgi ve tecrübelerinden yola çıkarak hazırlanmıştır.
Yatırım tavsiyesi içermez, Yılmaz'ın sektördeki 30 yılı aşkın sürede edindiği deneyim ve gözlemlerini paylaşmaktadır.
Günümüzde birikimlerini değerlendirmek veya kazancından arta kalan kısmı yatırımlık olarak kullanmak isteyen insanların en çok sorduğu sorulardan biri şudur: “Neye yatırım yapmalıyım? Ev mi, arsa mı, altın mı?”
Tabii ki insanoğlu kazandığının değerini kaybetmemesini, hatta değerlenmesini ister. Bu, Allah tarafından fıtratımıza yüklenmiş bir özelliktir: Mal sevgisi.
Kişi kendini güvende hissedebilmek için mala, ihtiyaçlarını karşılayacak varlıklara sahip olmaya yönelir.
Medya, Tüketim Kültürü ve Yabancılaşma
Ancak günümüzde asgari temel ihtiyaçların bile mantalitesi değişmiş durumdadır. Özellikle görselliğin çok yaygın olduğu sosyal medya mecraları, insanlarda bu kültürün çok güçlü bir hale gelmesini sağlıyor. İnsanlar bu çeşitli yayın ve platformlarda giyemeyeceğini, yiyemeyeceğini, yaşayamayacağını görüyor. Fakat insandaki ihtiras, bunlara sahip olma dürtüsünü kuvvetlendiriyor. Dengeli olan, elindekilerle ulaşabilecekleri arasında orantı kurabilendir. Aksi halde insanoğlu; hasede, fitneye, yanlış kazanç yöntemlerine yönelir ve bu yanlış yolların sonunda çoğunlukla elindekini kaybeder.
Tuzaklar ve Manipülasyon
Bu süreci çok iyi organize eden yapılar, insanın bu dürtülerini kullanarak, onun ulaşamayacağı şeylere ulaşma isteğini tetikler ve elindekini kaybetmesine yol açar. Kumar, hayali kazanç vaatleri, orantısız kazanç süreçleri gibi pek çok yeni yöntem bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Biz de internet üzerinden satış yaptığımız için özellikle kredi kartı dolandırıcılıklarına çokça muhatap kaldık. Bunun sonucunda emniyet ve polis tarafında da bu konular bize ayrı bir meşgale ve alan açmış oldu.
Bir Komiserin Sözü
Artık mesleğinin sonuna yaklaşmış, emeklilik sürecine girmek üzere olan bir komiserle - ki kendisi yıllarca hırsızlık ve dolandırıcılık şubelerinde çalışmıştı - sohbet ederken şöyle demişti:
“Bu kadar senedir emniyette görev yapıyorum. Çalıştığım alan hep hırsızlık ve dolandırıcılık oldu. Bu kadar sene tecrübenin sonunda söyleyebileceğim tek cümle: ava gidenler hep avlandı.''
Normal şartlarda haksız bir kazanç veya yüksek bir getiri peşine düşme dürtüsü, dolandırıcıların, hırsızların, üçkağıtçıların en büyük besleyici gücüdür.
Yatırımda Doğru Mantık
Konumuza dönecek olursak, öncelikle bir şeye yatırım yaparken mantaliteyi doğru kurgulamak lazım. Kazanç elde edebilmek için süreci önce kaybetmeyecek şekilde kurgulamak gerekir. Ticarette sürecini kaybetmemek üzerine kuran insanlar her zaman kazanır.
Örneğin elimizde para var. Altın alacağız, ev alacağız, arsa alacağız. Öncelikle bu elimizdeki paranın değerini düşürmeyecek şekilde aksiyon almayı kültür haline getirmeliyiz. Arsayı doğru fiyattan satın alabilirsek, evi gerçek değerinden alabilirsek, altını da manipülasyon olmayan normal seyirlerde veya sert düşüş yaşandığında alabilirsek; işte o zaman yatırımı doğru yapmış oluruz.
Altın Yatırımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Günümüzde insanlar ne yazık ki bu manipülasyonlara çok aldanıyor. Altın düşükken değil, yükselirken almaya çalışıyor. Özellikle medya ve sosyal mecralarda “altın çıkıyor, altın daha da çıkacak, üç ay sonra böyle olacak, altı ay sonra şöyle olacak” gibi söylemler pompalanıyor.
Altın bir haftada %10 artmış oluyor. “Altın şu sebepten dolayı arttı” deniliyor. Yani 10-15 gün gibi kısa sürede %10-20 bandında artmış bir altın, aslında yükünü almıştır.
Çok büyük bir problem yoksa altın, dünyada krizden beslenen emtiaların başında gelir. Güvensizliğin olduğu ortamlarda; savaş, büyük çatışma ihtimali veya dünyayı etkileyecek olaylarda altın güvenli liman olma özelliğiyle yükselir.
Ama mutat süreçlerinde, ekonomik sebeplerle kısa vadede %10-15 artış yaşayan altının arkasından mutlaka “düzeltme” dediğimiz süreç gelir. Çünkü bu artışın bir kısmı manipülasyondur. %15’lik artışın %7-10’u gerçek iken, %5-7’si manipülasyondur. İşte bu şişirilmiş fiyattan altın alan kişi, aslında üç ay, beş ay sonrasının fiyatını bugünden almış olur. Bu yüzden “alırken zarar etmemek” önemlidir.
Gayrimenkul Piyasası
Aynı şekilde gayrimenkul piyasasında da bazı bölgelerde fiyatlar anormal derecede yükselmiştir. Bir yıl içinde %100’den fazla artış yaşanmıştır. Bu kadar yükselmiş bir dönemde gidip o projeden veya bölgeden gayrimenkul almak doğru değildir.
Yatırımları ayırt ederken şuna dikkat etmek lazım: Birilerinin gözünüze soktuğu değil, sizin araştırma ve değerlendirmeniz sonucu bulduğunuz değerler gerçektir. Eğer sürekli gözünüze sokuluyorsa, bu fiyatın zaten maksimum seviyeye ulaştığı anlamına gelir.
Sonuçta dünyada çok büyük finans çevreleri vardır. Ellerindeki altını yüksek fiyattan satmak için insanlarda talep oluşturmak zorundadırlar. Bunun için medyatik kişiler, televizyonlar, sosyal medya hesapları aracılığıyla “altın çok daha çıkacak, alın” söylemlerini pompalarlar.
Yatırımda Tuzaklara Karşı Uyanıklık
İşte bu tarz tuzaklara düşmemek gerekir. Bu, genel yatırım trendleriyle alakalı bir gerçektir.
Peki, ev mi almalıyım, araba mı, altın mı? Burada soruyu doğru sormak gerekir.
Ev İhtiyacı ve Yatırım Boyutu
Ev, insanın temel ihtiyacıdır. Hayatının büyük kısmını geçirdiği, aile düzenini kurduğu temel yapıdır. Bu yüzden öncelikle eve “ihtiyaç” olarak bakmak gerekir. İhtiyaç karşılandıktan sonra yatırım boyutu ayrıca düşünülebilir.
Ama ev ihtiyacı varken başka enstrümanlarla yatırım yapmaya çalışmak çok da verimli olmaz. Öncelik en temel ihtiyacın giderilmesidir.
Son dönemde özellikle pandemi sonrası ve Türkiye’de oluşan enflasyonist ortam gayrimenkul fiyatlarını ciddi seviyelere taşıdı. Buna bağlı olarak kira gelirleri de yükseldi. Ev alırken günümüzde en temel kriter kira geliridir. Yerine, mevkisine, binanın yaşına göre kira geliri azımsanmayacak noktalara ulaşmıştır. Ama kiralık evin kendi içinde kiracı problemleri, yıpranma gibi sorunları da vardır. Bunlar iyi hesap edilmelidir.
Kira gelirinin çok temiz, kolay bir gelir olduğunu düşünmüyorum. Algı yönetimi açısından basit görünebilir ama yönetim süreci zordur. Kiracısını takip edebilecek, bu süreci yönetebilecek kişiler için gayrimenkul, uzun vadede değerini koruyan bir yatırımdır.
Arsa Yatırımı
Arsa ise gayrimenkule göre getirisi olmayan ama kendi değerini sürekli yükselten bir süreçtir. Yıllara ve trendlere bakıldığında en yüksek getiriyi sağlamış yatırım aracıdır. Bazen imar değişiklikleri ve ekstrem gelişmeler arsayı çok daha değerli hale getirir.
Ancak arsa alırken tarla ile arsa ayrımına dikkat edilmelidir. Günümüzde tarlalar arsa fiyatına satılmaya çalışılmaktadır. Tarla yalnızca ekim-biçime uygundur. Eskiden tarlalara konteyner, gecekondu gibi yapılar koymak kolayken artık imar ve deprem düzenlemelerinden dolayı bu mümkün değildir. Belediyeler sıkı denetim yapmaktadır. Elektrik-su bağlantısı ve yol problemi de olabilir. Bu yüzden yatırım için alınacaksa, tarım amaçlı değil, imara uygun arsa tercih edilmelidir.
Altının Avantajı
Altının en büyük avantajı küçük rakamlarla yatırım yapılabilmesidir. Arsa ve evde bu mümkün değildir. Belli bir değerin altında ev ya da arsa alınamaz. Ama bugün 5-10 bin lirayla altın almak mümkündür. Parça parça toplamanın sonunda ciddi kümülatif birikimler oluşur.
Mesleki tecrübemden şunu söyleyebilirim: İnsanların çoğu gelirlerinden artan kısımları sürekli altına yatırıyor. Örneğin, 20 bin lirası olan kişi 5 binini altına ayırıyor. 100 bin lirası olan, 70’ini ihtiyaca ayırıyor, 30 binini altına yatırıyor.
Parça parça yapılan bu yatırımlar zamanla birikiyor ve insanların elinde araba, ev, arsa alabilecek büyüklüğe ulaşıyor. Altın, ilahi bir emtia değer olduğu için; altına değeri Allah verdiği için altına yatırım yapana da Allah bereket veriyor. 30 yılı aşkın meslek tecrübemle gördüm ki, altına yatırım yapanlar her zaman daha bereketli ve kazançlı oldu.
Bu içeriklerimiz de ilginizi çekebilir;
Kuyumculukta Altın Güvenliği ve Gelebilecek Tehditler
Altın Afrika’da Ucuz mu? Gerçekler, Efsaneler ve Türkiye’ye Yansımaları
Kuyumcudan Veresiye Altın Almak: Uygulama, Kültür ve Riskler